Cennet Hurması Kaç Yılda Meyve Verir? – Ekonomi Perspektifinden Bir Bakış Ekonomist olarak kaynakların sınırlılığı ve seçimlerin sonuçları üzerine düşündüğümüzde, tarım yatırımları da bu genel çerçevenin içinde ele alınmalıdır. Yatırım yapacağımız bir bitki çeşidinde, ilk meyveye ulaşma süresi, bakım maliyetleri, verimlilik ve pazar koşulları gibi değişkenlerin her biri ekonomik karar süreçlerini etkiler. İşte bu açıdan Cennet Hurması (diğer adıyla “Trabzon hurması”) ağacı için “kaç yılda meyve verir?” sorusu sadece botanik bir bilgi olmaktan çıkar; bir yatırımın geri dönüş süreci, alternatif kullanım fırsatları ve toplumsal refah üzerindeki etkileri bakımından değerlendirilen bir göstergedir. Ağacın Meyve Vermeye Başlama Süresi ve Tarımsal Yatırım Dinamiği Cennet…
6 YorumKategori: Makaleler
Soruşturma Kaç Ay Sürer? Edebiyatın Perspektifinden Bir İnceleme Kelimeler, insan ruhunun en derin köşelerine dokunabilen büyülü araçlardır. Her bir cümle, bir yaşamı anlatmaya, bir duyguyu yansıtmaya, bir düşünceyi şekillendirmeye gücü yeten bir yaratıdır. Edebiyat, insanın varlık yolculuğunu anlamak için kullandığı en eski ve en etkili arayüzdür. Yazarlar, sözcüklerle kurgular oluşturur, karakterler yaratır ve en karmaşık duygusal dönüşümleri dahi betimleyebilir. Ancak, edebiyatın gücü sadece bir hikaye anlatmakla sınırlı değildir. Edebiyat, aynı zamanda bir soruşturma sürecidir. Bir olayın, bir düşüncenin ya da bir insanın içsel çatışmasının izini sürerken, zamanın nasıl şekillendiğini ve olayların ne kadar sürebileceğini de keşfederiz. Peki, edebiyatın derinliklerinde, bir…
6 Yorum“Baykar’ın Bayraktar İHA’larının Mimarı Kimdir?” Tarihsel Arka Plan: Yerli İHA Gelişiminin Doğuşu Türkiye’de insansız hava araçları (İHA) geliştirme süreci, yaklaşık iki onyıldır savunma sanayisi açısından stratejik bir alan hâline gelmiştir. Bu alanda öne çıkan şirketlerden biri Baykar’dır. Şirketin kurucusu olan Özdemir Bayraktar, 1949 doğumlu makine mühendisi ve sanayici olarak İHA teknolojilerinin öncülerindendir. [1] Özdemir Bayraktar, Baykar’ın kuruluşundan itibaren Türkiye’nin “milli teknoloji hamlesi” vizyonu çerçevesinde pek çok insansız sistemin tasarımında öncü rol oynamıştır. [2] Bununla birlikte, günümüzde “mimar” sıfatıyla sıkça anılan diğer bir isim ise Selçuk Bayraktar’dır. 1979 doğumlu Selçuk Bayraktar, İstanbul Teknik Üniversitesi, ardından Amerika Birleşik Devletleri’nde eğitimler almış ve Baykar’da Teknoloji…
6 YorumKarun Kadar Zengin Olmak Ne Demek? Toplumsal Cinsiyet, Çeşitlilik ve Sosyal Adalet Perspektifinden Bir Bakış “Karun kadar zengin olmak” deyimi, yüzyıllardır dilimizde aşırı zenginliği anlatmak için kullanılır. Ancak günümüzde bu ifade yalnızca ekonomik serveti değil, toplumsal güç ilişkilerini, fırsat eşitliğini ve adaleti sorgulamak için de bir araç haline gelebilir. Çünkü zenginlik artık sadece parayla ölçülmüyor; bilgiye, fırsatlara, eşit haklara ve temsil gücüne erişim de modern dünyanın “servet” tanımı içinde yer alıyor. Bu yazıda, Karun’un efsanesinden yola çıkarak zenginliğin anlamını toplumsal cinsiyet, çeşitlilik ve sosyal adalet ekseninde yeniden düşünmeye davet ediyorum. Servet Kavramı: Paradan Daha Fazlası Geleneksel anlamda zenginlik, sahip olunan…
4 YorumSıla Konağı nerede? Midyat’ın taş hafızasında bir yolculuk Sıla Konağı adıyla hafızalara kazınan yapı, resmî adıyla Midyat Devlet Konukevidir ve Mardin’in Midyat ilçesinin tarihi merkezinde, geleneksel taş konakların yoğunlaştığı eski yerleşimde yer alır. Üç katlı planıyla dikkat çeken yapı, Midyat Kaymakamlığı tarafından satın alınıp kamuya kazandırılmış; bugün hem bir ziyaret mekânı hem de yer yer temsilî konukevi işleviyle anılır. Konak, en altta ana kayanın oyulmasıyla oluşan mekânları, üst katlarda ise geniş terasları ve L formunda dizilen odalarıyla tipik Midyat taş mimarisinin güçlü bir örneğidir. :contentReference[oaicite:0]{index=0} Adresin ötesi: “Sıla Konağı” adının kaynağı Halk arasında Sıla Konağı denmesinin nedeni, 2000’ler sonu popüler…
Yorum BırakNormal Pile mi Sık Pile mi? Kumaşın Katlarında Felsefenin İzini Sürmek Bir Filozofun Düşüncesinden Kumaşın Kıvrımlarına Bir filozof, gündelik sorularda gizli olan derinliği arar. “Normal pile mi sık pile mi?” sorusu da görünüşte dekorasyonla ilgili basit bir tercihtir; fakat düşüncenin süzgecinden geçtiğinde, bu soru ölçü, denge ve anlam üzerine bir sorgulamaya dönüşür. Perdede biriken pileler, aslında insanın varlıkla, bilgiyle ve değerle kurduğu ilişkinin somut hâlidir. Çünkü her kıvrım bir karardır, her sıkılık ya da açıklık bir anlamdır. Bir kumaşı pilelemek, bir düşünceyi biçimlendirmek gibidir: fazla sıkarsan ışık girmez, fazla açarsan anlam dağılır. Felsefenin üç ana alanı —ontoloji, epistemoloji ve etik—…
Yorum BırakKısa cevap: Karaçi tek bir dil konuşmuyor; ortak sokak dili Urdu, yönetimde ve eğitimde İngilizce, eyalet düzeyinde Sindice, mahallelerde ise Pencapça, Peştuca, Beluci, Saraiki, Memoni/Kutchi, Gujarati ve göçle gelen Bangla ile Rohingyaca gibi diller duyuluyor. Karaçi Hangi Dili Konuşuyor? Sokakların Müziği, Arşivlerin Sessizliği Şunu baştan söyleyeyim: “Karaçi hangi dili konuşuyor?” diye sorduğunuzda tek bir cevap beklemek, bu şehrin doğasına haksızlık. Karaçi; göçlerle, limanla, pazar yerleriyle, üniversite amfileriyle ve gece yarısı çay tezgâhlarının uğultusuyla konuşan bir kent. Benim derdim, bu uğultunun içinden düzenli ritimleri çekip çıkarmak: Hangi dil nerede öne çıkıyor, niçin ve bu tablo nereye evriliyor? Köken: Limanın Getirdiği Diller,…
Yorum BırakIşık Hüzmesi ve Toplumsal Yapılar Arasındaki İnce Bağlantı Bir Araştırmacının Gözünden: Toplumsal Yapıları Anlamak Toplumsal yapılar ve bireylerin bunlarla olan etkileşimleri üzerine düşünmek her zaman derin bir merak uyandırmıştır. Bir araştırmacı olarak, bu etkileşimlerin dinamiklerini çözmek, toplumu anlamak için adeta bir ışık hüzmesinin peşinden gitmek gibidir. Işık hüzmesi, başlangıçta sadece fiziksel bir kavram gibi görünse de, toplumsal anlamlar yüklediğimizde çok daha derin ve anlamlı bir sembol haline gelir. Tıpkı bir ışık huzmesinin belirli bir yeri aydınlatması gibi, toplumsal normlar, cinsiyet rolleri ve kültürel pratikler de bizim dünyamızı aydınlatır, ancak bazen bu ışıklar yalnızca bazı alanları aydınlatır, diğerlerini ise karanlıkta bırakır.…
8 YorumKarakalemde Beyaz Kalem Ne İşe Yarar? “Siyahın İçinde Parlayan Küçük Kahraman” Karakalem dünyasında siyah kurşunlar sahneyi kaplamış, gölgeler spot ışığını çalmış olabilir… Ama bir dakika! Perde arkasında sessiz sedasız duran, ama sahneye çıktığında “işte şimdi oldu!” dedirten bir kahraman var: beyaz kalem. Evet, yanlış duymadınız. O küçücük, masum görünen kalem, çizimi sıradanlıktan “vay be!” seviyesine taşıyan gizli silahtır. Gelin şimdi bu minik ama etkili karakteri biraz tiye alalım. Hem erkeklerin çözüm odaklı stratejilerini hem kadınların empatik dokunuşlarını işin içine katalım. Çünkü beyaz kalem, teknik olduğu kadar duygusaldır da — tıpkı insan ilişkileri gibi. — Beyaz Kalem: “Sadece Bir Kalem Değilim”…
4 YorumKaradamaklı Ne Demek? Aşkın, Stratejinin ve Empatinin Bol Kahkahalı Sözlüğü Şu hayatta bazı kelimeler var ki sözlükte tanımını bulsan bile anlamı tam oturmaz. “Karadamaklı” da işte onlardan biri. Çünkü bu kelime sadece bir anlam değil, bir ruh hâli, bir yaşam tarzı ve belki de bir ilişki stratejisi. Bazen kahkaha attırır, bazen sinir bozar, bazen de “evet ya, tam da öyleyim!” dedirtir. Hazırsan, bu yazıda “karadamaklı” olmanın mizahi, sosyolojik ve romantik boyutlarını birlikte didikleyelim. Karadamaklı ne demek? (Sözlük versiyonu değil, hayatın içinden tanım) “Karadamaklı” kelimesi halk arasında genellikle kurnaz, planlı, çözüm odaklı, hesap kitap yapan ama bunu da belli etmeden yapan…
Yorum Bırak